Klasik enerji kaynaklarının karbon salınımı
nedeniyle doğaya verdikleri zarar sonucu son yıllarda yenilenebilir enerji
kaynakları olan rüzgar, güneş, jeotermal, biyokütle ve konjenerasyon
enerjilerine talep artmıştır. Bu enerji kaynakları içinde özellikle rüzgar
enerjisinin hızla gelişmesinin sebebi, atmosferde doğal olarak oluşması, kolay
kurulumu ve teknolojik olarak geliştirilebilir olmasıdır. Rüzgar enerjisi
üretmek için kurulan rüzgar türbinlerinin çevresel etkileri şu şekildedir;
Rüzgar
Enerjisinin Çevreye Faydaları
·
Fosil yakıt tüketmemesi ve karbon
salınımı olmaması
·
Soğutma suyuna ihtiyaç olmaması
· Hammaddesi atmosferdeki hava olduğu için
petrol, kömür gibi enerji hammaddelerinin yeraltı kaynaklarının çıkarılmasında
doğaya verilen zararın rüzgar için geçerli olmaması
· Rüzgar türbinlerinin kurulduğu arazinin
tarım alanı olarak kullanılabilmesi
·
İnşa aşamasında doğaya kalıcı zarar
vermez
·
Havayı ve çevreyi atıklarla kirletmez
·
Sınırlı bir kaynak değildir, rüzgar
tükenmez
·
Radyoaktif ışınıma sebep olmaz
·
Tesis kurulum maliyetinin ucuz olması
Rüzgar Enerjisinin Çevreye
Zararları
· Gürültü
Etkisi: Rüzgar enerji santralleri mekanik ve aerodinamik
gürültüye sahiptir. Mekanik gürültü vites kutusu, mil yatağı ve jeneratörden
kaynaklanır. Aerodinamik gürültü de pervanelerden kaynaklanır. Gürültü seviyesi
ise bu parçaların şekline ve özelliklerine bağlı olarak değişir. Rüzgar
türbinlerinin gürültüsü orta ses basınç düzeyindedir. Türbin üreticileri
geliştirdikleri yeni teknoloji ve modellerle bu ses düzeyini gittikçe daha da
azaltmaktadır. Sesler türbinden 200 – 300 m çapındaki bir alanı etkilemektedir
ve bu mesafedeki gürültüsü ev tipi bir buzdolabının ürettiği desibel kadardır.
· Elektromanyetik
Etkisi: Rüzgar türbinleri radyo – TV sinyallerinde parazit
yapabilirler. Bunun sebebi eski nesil türbinlerin kanatlarının metal olmasıydı
fakat yeni nesil kanatlar sentetik malzemelerden
yapıldığı için bu etki minimum düzeye inmiştir ve en fazla 20 m çapında bir
alanı etkilemektedir. Ayrıca bu etki doğru yerleşim planı ile sıfırlanabilir.
· Habitata
Etkisi: Uçan kuşlar zaman zaman türbinlere çarparak
ölmektedir. 2001’de ABD’de “National Wind Coordinating Committee” tarafından
yapılan araştırmaya göre o tarihte ABD’de kurulu olan 15.000 adet
türbine çarparak ölen kuş sayısı bir senede 33.000 olmuştur; türbin başına
senede 2 kuştan biraz fazladır. Aynı tarihte ABD'de araba çarpması ile ölen
kuşların sayısının 60 ile 80 milyon adet arasında olduğu tahmin edilmektedir. Türbinlerin
etrafındaki çit sistemleri, ışıklandırma, uyarı, kuş göç yolarına göre yerleşim
planı vb. yöntemlerle bu etki azaltılabilir.
· Görsel
– Estetik Etki: Görsel ve estetik algı sübjektif bir
kavram olmakla birlikte rüzgar türbini yerleşimi bu algıyı etkilemektedir. Rüzgar
türbini sahalarının genellikle yerleşim yerlerinden uzakta olması olumsuz
etkiyi azaltmaktadır. Çeşitli sanatçıların Hollanda’da rüzgar türbini
gövdelerini boyaması gibi bazı sanatsal çalışmalar da estetik algıyı
arttırabilmektedir.
SONUÇ
Her çeşit kaynaktan sağlanan enerji üretiminde olduğu
gibi rüzgar enerjisi üretiminde de bazı çevresel olumsuzluklar
yaşanabilmektedir. İnsanoğlunun enerjiye olan ihtiyacı bitmeyeceği gibi giderek
arttığı da göz önünde bulundurulursa, amaç bu enerji talebini rüzgar gibi
nispeten doğaya daha az zararı olan bir kaynaktan en üst düzeyde faydalanarak
sağlarken çevresel etkilerini de en alt seviyelere indirmek olmalıdır.
Genser Mühendislik
İzmir, 2016